1 Nisan 2013 Pazartesi

MEHDİ Yİ BEKLEMEYİN.

Alnınızdan bir parça damlayan ter gözünüze değmesin diye size kaş verilmiş.Bunu hepimiz biliyoruz.Yani yaratıldığımızı inananlar olarak herbirimiz biliyoruz.Ya bilmediklerimiz.Senelerdir özümüze dönmekle bize kastedilmek istenen şey nedir?Veya Allah ın bizim hiçliğimizde Esma larının zuhur bulmasıyla bize anlatılmak istenen?Biz neden hiçlik kıvamına erişemiyoruz.Bundan bahseden yok.Namaz kılmak mı yoksa oruç tutmak mı hiçlik kavramı?Hiçlik nedir?Bir öğretmen masaya nesne koymadan resim yapılmasını istediğinde her şeyi çizebiliriz.Fakat masada hiç bir şey yoktur.Herşeyin başladığı yer hiçliktir.Yıllardır kasırgalar koparacak tufanlar yapacak kıyametler ve kurtarıcılar bekledik.Kurtarıcı sizden başkası değildi.Ölüm ise bedenen ölmeniz demek değil.Ölüm özümüze dönebilmek.Her şeyin yaratıcıdan olduğunu anlayabilmektir.Yüce kitabımızda biz size şöyle yaptık,biz size bunu verdik ile kastedilen ''biz'' kavramını anlayabildiniz mi?Varlığınız ın Yüce Yaratıcı da yok olmasıyla birlikte özün aynı olduğu ve geriye bizden başka bir kavramın kalmadığını göreceksiniz.GELİN SİZE HİÇLİĞİ ANLATAYIM.

Camdan bir kavanoz düşünün.Ağzına kadar yuvarlak şekerlerle dolu ve şekerlerin herbiri ayrı renk ve tatlara sahip.Kavanozumuzun üstünden bir fare bırakılıyor.Başı önünde hiç durmadan yiyor şekerleri.Ta ki bir nokta geliyor ve duruyor.Diyor ki,yahu ben bu şekerleri yiyorum fakat aynı tuzludan ya da aynı ekşiden bulamıyorum.Ya da aynı renkten.Duruyor ve düşünüyor.Bir felsefecinin dediği gibi hiçbir şey aynı kalmaz,durağan değildir.Aynı su aynı nehirde bir daha akmaz.Sonra kafasını kaldırıyor ve yukardan bir iple sallandırılmış beyaz şekeri görüyor.Sıçrıyor ve alıyor.Tanrı fareyi yanına alıyor.

2.fareyi aynı düzeneğe koyuyorlar ve hiç durmadan sonuna kadar yiyor.Ayaklarının altında tek bir şeker kalana kadar durmuyor.Ne yapsam acaba yesem mi yemesem mi diye düşünürken kafasını kaldırıyor ve sallanan beyaz şekeri görüyor.Sıçrıyor alamıyor.Sıçrıyor alamıyor.Kavanozun dibinde olduğu için yetişemiyor.Fakat Tanrı sırf beyaz şekeri görebildi diye o fareyi kurtarıyor.

3.fare bütün açgözlülüğüyle kavanozdaki tüm şekeri yiyor ve kavanozun dibine geldiğinde ne yapacağım diye düşünürken kafasını kaldırıp bakıyor.Beyaz şeker orada.Fakat faremiz göremiyor.Görüş mesafesini aşmış.Tanrı onu kavanozda bırakıyor.

Peki Tanrı bu işlemi nasıl gerçekleştiriyor?

1.kavanoza su dolduruyor ve 1. fare şekerlere tutunarak dışarıya çıkıyor.2.kavanoza su dolduruyor ve 2.fare ayağının altındaki tek şekere tutunarak çıkıyor fakat 3.fare suda boğuluyor.

Sonra Tanrı onlara size hem şeker hem de su vermemiş miydim diyor..

Bu şeker yeme esnasında cam kavanozda kendi yansımalarına bakan fareler yansımalarını BAŞKA FARELER zannederek sürekli aynı girdabın içine düşüyorlar.


HALBUKİ NE DİYOR BAKIN :
HEPSİ AYRI AYRI BEDENLERDİR FAKAT MUHAMMEDİ(S.A.V) RUHTUR ONLAR!

O YÜZDEN SEN DE BU DÜNYADA BİR KAVANOZDASIN.SENDEN BAŞKASI YOK.BEN MUSTAFAYIM SENDE MUSTAFASIN HERKES MUSTAFA.VEYA SEN AYŞEYSEN HERKES AYŞE.AMA ALLAH SAMED DİR.TEKTİR.O ZAMAN SEN DE YOKSUN.HİÇSİN.İSİMSİN....


BU ÇALIŞMAMI SİZLERE AÇIYORUM.YALNIZCA BENİM DÜŞÜNCELERİMDİR.ELEŞTİRİLMEK İÇİN YAZMIYORUM.SAYGI DUYULURSA SEVİNİRİM.

MUSTAFA ŞENAY

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder